21 Mart 2015 Cumartesi

E.G.O

Ne zaman biteceğini bilmediğin bir düzende egonun zirvelerini zorlamak ..Cesaret.. Mi? ..Cahillik mi..?

- Baktığın tarafa göre değişir ..

Doğru..Baktığın tarafa göre değişir... Senin baktığın yerden? ..Benim baktığım yerden biraz cesaret, biraz cahillik ,biraz çocukca bir oyun.

Cesaret ...çünkü..her an yok olma ihtimali ile biraz sonrayı yaşamanın sıfır garantisi ile akarken zaman ,sanki hiç yok olmayacakmış gibi bitmek tükenmek bilmeyen bir -ben- mücadelesi..Kendinden başka her düşünceyi her hissiyatı ,her oluşumu yok sayan ,kendinden bahseden ,kendini öven,kendini soluyan ,kendini yaşayan bir film.

Cesaret ile cahillik arasına bir de hüzünlüyü alıyorum.Hüzünlü çünkü bugün ne kadar -ben - varsa dün o kadar -ben- yokmuş aslında.Dinlenmemiş,anlaşılmamış hikayeler,yaşanmamış sahneler,solunmamış hava,sahiplenilmemiş bir dünyanın, dünde hiç olmamışlığın bugün varım propogandası..Var olmamış oynanmamış oyunlar,söylenmemiş çocuk şarkıları , anlatılmamış ve dinlennmemiş hikayeler ,dün bolca suskunluğun veryansınca konuşkanlığı bugün ..Dünün ölesiye suskunluğu nasıl susanı sağır ettiyse ,bugün isyan halindeki varlığı ,öyle sağar eder dinleyeni.Öylesine nefessiz bırakır soluyanı..Dün solunmamış hava bugün boğar.

Değersizlik sancısından kurtuluşun çaresi bazen.Ya o kadar masum değilse ?..

Cahillik o halde.

İnanıp inanmadığın ,neye inandığın ,ne kadar inandığından uzak,ister yoğun ister yüzeysel ,ister yürekten ister kıyısından , ister son nefese kadar kararlı ,isterse kafası karşık...İnkar edilemeyecek yegane son -yok oluş-sa eğer..Günün birinde bitecek bir film ve hatta 2.bir hayata da inanmıyorsan eğer öylesine feci bir aldanış.Ne zaman geleceğini bilemediğin bir yokluğa kadar ne kadar güçlü görünürse görünsün ,güçlü göründüğü kadar yıkık ve yorgun bir savaş..

Getirdikleri, hatta getirdiğini zannettiklerin ve sonunda yok oluş...? Emin misin.?

17 Mart 2015 Salı

doğuş

Değişim gerginliği diye birşey öğrendim.Rutinden kurtulup zor olana geçerken yaşadığın o gerginlik ,o gel-git hali,o savaşım durumu.Zor olan derken ; zor olan da sıradanın bir adım yukarısını başarman için atman gereken adımın ismi..
Kabuğundan , kara kutundan çıkmak..Önce cesaret, karar vermeye cesaret etmek.Sonra karar vermek ,sonra başlamaya cesaret etmek..Başlamak ,sonra ? sonra Vazgeçmemeye cesaret etmek.Direnmek..Yürümeyi yeni öğrenen bir bebeğin ilk adımları nasıl titrekse,parmak ucundaysa öylesi titrek ,öylesi parmak ucunda başlamak..İlk adımın heyecanı..Koşmak istemek sonra,kalp çarptısına kadar koşmak,sonra bir es..acele etmemenin olgunluğu hazmetmeye cesaret etmek.Öfkenin yükünden kurtulmak ,güç verdiğini zannettiğin yanılgısını kabul etmek önce.Sonra ? sonra öfkenin esaretinden arınmak.Olanca cesaretinle ama çocuk isyanıyla onsuz da olabileceğini haykırmak öfkenin yüzüne.tekrar tekrar...Kendi gözlerinde kazandığının küçük pırıltısını görmek aniden..Çocukca bir heyecenla ,biraz ürkek belki, yeniden adım atmayı istemek..Renklerle barışmak..Doğuş bu serüvenin ismi..

KDN

kimimize ağır geldi ,neslin çoğaltıcısı olmak.yük gibi..Oysa insanlığın ,insan neslinin sağlayıcısıydın,sağlayıcıydı.En üstündü aslında.Üzerine yaşam /varlık inşaa edilendi..Sonra özgürlük diye birşey zerk edildi hem ruhuna hem zihnine hem duygularına,sonra da denge bozuldu..Adice ve aşağılıkça gördü yaşamın kendi üzerine dizayn edilmiş olması,insan neslinde de değil aslında sadece insan olmayanda .."niye ben doğuran oluyorum" diyen dişi çiçek gördün mü hiç ? Dişi çiçek,diş çiçeğin tozu olmasa,o toz savrulmasa rüzgarda yaşam düzeni gelişince "çiçek istiyorum " arızası çıkarabilecek miydin ? Küsebilecek,somurtabilecekmiydin ,rengarenk çiçekler hiç olmasa ? Dişi çiçek "çiçek tozu vermek istemiyorum" "savurmak istemiyorum tozlarımı rüzgarda" deseydi , hiç düşündün mü renksizliğini dünyanın,hiç düşündün mü dağın taşın çıplaklığını ?
Bir hırsla başkalaşdın,sarhoş edildin sana satılan onca süse..kendi cinsinde kendi kendinin kurdu oldun,önce kendi cinsi yedin sonrada acıdan öldün,acı verdin ve acıyorum diye isyan ettin.Dişi olmayan senden çıkmıştı oysa ,sen büyütmüş sen yetiştirmiştin önce,sonra yine senden olmayanı sen kendin beğenmedin,senden çıkan senin ikinci düşmanın oldu sonra...bedenini kırdı,ruhunu kırdı,duygunu kırdı..hunharca katletti bazen senden çıkan masum bir dişi ..Bazen Özgecanın katili oldu...Bazen 17 aylık ..daha diş bile olmamış bir küçücük bedene dokundu adice..bazen 8,bazen 10,bazen 16,bazen 32 oldu senden çıkanlar ..Sen? Sen N.Ç oldun.Sen öyle sen olmadın ki senden çıkan, gün geldi dişisinden yeni bir sen yaptı ama yüzüne bile bakmadı yine adi-ce...
Sen ,şimdi gazeteni okurken ,tv'yi izlerken,sokakta gezerken ,korktuğun nefret ettiğin ,küfür ettiğin senden olmayanın ikinci yaratanı oldun..
Yaşam geliştikçe,bakamaz oldun ,haberlere.cinayetlere ,tecavüzlere ,dayaklara ,terk edişlere...Gör ki senin sevgisizliğindir,şefkatsizliğindir bütün cinayetlere sebep..Gör ki sen...Düzenin yaşamın huzurun kaynağı,varoluşun sevgi oluşun ,gelecek oluşun hammaddesi,yapıtaşısın..Senden çıkan,dişi olmayana sevgi ver,şefkat ver,öyle büyüt,öyle tohumlar ekki,gelecekte ölüm olmasın,yaşam olsun ,gelecek olsun senin hiç bilmediğin dişilere...!

Dünya kadınlar günü kutlu olsun.....

taşındık:)

bu adrese taşındım..blog yazıları bu adresten devam edecek..