7 Kasım 2015 Cumartesi

Eleştirinin Eleştirisinin Eleştirisi

Biraz politik biraz toplumsal biraz içsel biraz dışsal söyleyeceklerim.

Nefret içinde yüzdüğümüz,nefretle yoğrulduğumuz ve hatta nefretsiz yaşayamaz olduğumuz ,sıradan bir kabulleniş ,zaten olağan ,hayatımızın bir parçası.


İşyerinde,klavye başında ,tv izlerken ,gazete okurken ,her daim hefretle nefes alıp veriyoruz.Yapmak isteyip de yapamadıklarımızın ,söylemek isteyip de söyleyemediklerimizin altındaki ezilmişliğimiz çıkıveriyor ,yansıyıveriyor oraya buraya.En basit en küçük şeye bile.


Politikliği şurdan geliyor yazının 


Sosyal medyada bir fotoğraf ..Atatürk'ün yüzü gözü morarmış da,,tokatlayan da RTE'ymiş...Bu kadar zihnimizin içi boşalmış olabilir mi.Bu kadar karikatürize olabilir mi gerçekten hayata dair her tepkimiz.Acınası derecede komik değil mi.RTE vuruyorken ,Atatürk yapma abi diyor...Farkındamısın sen seni yönetecekleri seçmeni sana sağlayan sistemi tokatlattığın kişinin getirdiğini.


Yazının yazarı Atatürkçülük iddasında değildir.Çünkü Atatürkçülük için hiçbir şey yapmayıp,Atatürkçü'yüm iddasını zavallıca bulmaktadır çünkü.Fakat bu şuursuzluk nerden geliyor anlamamaktadır.Bu afyonu nerden bulmaktadır insanlar?? Başka bir sosyal medya yazısınında 29 Ekim'i kutlamıyorum ben ,halifeliğin kaldırılışı ..onun oluşu bunun kaldırılışının gününü neden kutlayım ki diyor.Neden seni yönetecek kişiyi ,zümreyi kendi hür iradenle seçebileceğin günün gelişini kutlamamaya dair bu zihin bulantısı ?? 


Ya karşı tarafın nefreti ..Yıllar öncesinden bugüne iktidarın hitap ettiği kitlenin mütemadiyen aşağılanması..Domuzlara çizilen başörtü, nasıl bir nefret ise ,o nefret nefret ettiği olguyu muktedir yaptı bugün.Evinde kanepesinde oturup göbeğini kaşıyan adam bunlar ,bidon kafalılar denilen ,bu derece basit bu derece sıradan ve sığ bir kesimin nasıl olduysa bunca yıldır akıllarının açılıp muhalefet tarafınca kazanılıp kendi saflarına bir türlü geçirilemeyeşinin nasıllığı ve nedenliği ,cevap bulamayan sorular galiba. " iktidarı seçenler bu kadar aptal ise ,bu kadar aptalın oyunu kendine alamamak nasıl bir aptallıktır" diye sormuş bir sosyal medya yazarı doğru sormuş .Mizahın içindeki acınası hali görmemek mümkün mü..


Cumhuriyetçiler ve muhafazakarlar her iki tarafta kendi içinde çelişik ,kendi içinde başa dönen bir sarmalın koşucuları... 


"iktidar partisi bugün bu yaptıkları ile geçmişin intikamını alıyor " demişti bir gazeteci bir tartışma programında.Geçmişteki aşağılamayı,küfrü itiraf edercesine.İkna odacılar, mezuniyetinde arkadaşının başörtüsünü bütün nefretiyle çekip çıkaran abla ,ülkesi için ne yapmaktadır acaba şimdi?


Ne söyleyeceğini bilemeyen ünlü gazetesi seçim değerlendirmesinde kutuplaşma var kutuplaşma demekten başka bir cümle cıkaramamıştı seçim gecesi ağzından.Tek ümidi kutuplaşmayı kazımak bundan nemalanmaktı ,herkes gibi.


Yolsuzluktan ,kara paracılardan nefret ederken,olayın başrol oyuncusunun eşi ünlü şarkıcıya para kazandırmaya ,hiçbirşey olmamış gibi hayatına devam etmesini sağlamaya devam ettik hepimiz.Bir fotbol magazancisini ,bugün kanal sahibi yaptık Amerika'dan ,Avrupa'dan ithal programlarını uyuşturulmuş gibi izlerken , kazandığı paraları zikretmekte zorlandık.


izlememek gibi bir tercihimiz varken , hem izledik hem küfrettik ,hem de iktidarın adamı nasıl olsa deyip sorumluluğu da bir güzel üstümüze attık.


Tarih derslerinde başlarını sıraya gömüp uyuyan bir nesil ,bugün osmanlıcılık oyununda heyyyt bre gafiller naraları atıyorlar ne büyük komedi.


Kendine konum bulamayanlar, ellerinde Atatürk resimleri sallayarak ,öfke kusuyor ,elinde kuran sallayarak gücüne güç katanlara...Şov aynı şov aslında değil mi aslında ? Öznesi farklı sadece ..


Yazarın şahit olabildiği yaşadığı 13 yıl öncesi , kalanı ise büyüklerin bildiği süre zarfında ,Atatürkçü'lük söylemindekilerin toplumdaki bu kadar aydın?! ,bu kadar entellektüele rağmen muktedir olamayışına kimse cevap bulamıyordu oysa..


Çünkü nefret etmesi en kolaydı ,söylenip söylenip yapmaması en kolay...Atatürk fotoğraflarını kopyala yapıştır yapıp orada burada yaymak ,vicdan rahatlatıyordu çünkü..Vecizelerin ,fotoğrafların altına "ciğerlerin hasta kurban olduğum keşke kalkmasaydın" arabeskliği, de en kolayıydı, tarih dersinde uyuyup bugün osmanlı hayalleri kuranlar kadar sarhoşçaydı.


Kimsenin ,hiçbirimizin aktif politika yapmayan,etken olmaya niyeti yoktu...Çünkü hepimiz Atatürk'ün askerleriydik.?! Anıtkabirde ellerimizde Türk bayrakları sallamak ,fotoğrafını çekip sosyal medyada yayınlamak baya bi havalıydı ,baya bi Atatürkçüydük..


Sıradan hayatlarımız,bazılarınınsa gözden çıkaramayacağı dolarları ,euroları vardı..Tek düşündüğü kurdu bazılarımızın ,bazılarımızınsa ,terfisini vermeyen yöneticisine duyduğu öfkeydi.İş arkadaşının attığı kazığa yaptığı sinsi intikam planları vardı bazılarımızın ,bazılarımızınsa insanların alışveriş yaptığı dev Kabe'lerden kazandığı para ile yeşilliklerin denizin kıyısındaki villasında içtiği viskisi...


Eleştiriyorduk ama değiştirmeye gücümüz ,adım atmaya takatimiz yoktu.Seyredip nefret ediyorduk sadece...