31 Mayıs 2015 Pazar

İLE

" Romeo ve Juliet" ,"Tahir İLE Zühre " ..Ve batının bireyselciliği , ile Doğu'unun birliktelikliği aidiyetliliğin ifadesi midir? diyordu bir soruda.

İlk anda evet dedim..Romeo ve Juliet ne kadar ayrı ayrı iki somut varlığı anlatıyorsa Tahir ile Zühre o kadar birlikteliği "biz"liği anlatıyordu, hissettiriyordu daha doğrusu .

Yazı biraz melankolik ..olsun..Dünya giderek mekanikleşe ,dijitalleşe dursun ,hissetmekten vazgeçmeyenlerdir asıl kazananlar.

Kanıksadığımız onca şey devamında "biz"liği alıp götürürken ,"sen"i "ben"i getirdi koşturarak, olanca hızıyla.

Ne kadar gizlense de yüzlerimizdeki maskelerin altında , biz olmaya ,susuzluktan çatlamışçasına hasretiz bir çoğumuz.

İLE'lik ne kadar zorlaştı ,ne denli bulunmaz oldu..İle'likten korkup kendi "ben"liğimize sığındık ama oradada bulamıyoruz aradığımızı,asıl aradığımız İle'likken üstelik.. Başladığımız yere dönüyoruz her adımda ama inatla devam ediyoruz..

İle'lik neden korkutucu geliyor bu kadar ? Biz olmaktan kaçmak fayda getirmiyorken ,inatla kaçmak neden acaba?

Biraz cesaret her birini  ötekiyle "ile" yapacak oysa ..Biraz cesaret..